Balyoz Harekat Planı Türkiye’nin ne büyük bir badire atlattığını bir kez daha gösterdi. 2002 Ağustosunda ya Hilmi Paşa Genelkurmay Başkanı olmasaydı? Acaba ne olurdu?
Zira dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun görev süresinin bir yıl daha uzatılması dönemin Başbakanı Bülent Ecevit tarafından gündeme getirilmiş ancak bu öneri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından reddedilmişti.Eğer Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun görev süresi 1 yıl uzatılabilmiş olsaydı, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Hilmi Özkök emekli olacak ve -şaka değil- Orgeneral Çetin Doğan’ın Genelkurmay Başkanlığı yolu da böylelikle açılmış olacaktı.
Ancak bu olmadı. Orgenerallik sırasındayken emekli edilen emekli Korgeneneral Altay Tokat MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin danışmanıydı ve Devlet Bahçeli’ye bu kararı kesinlikle onaylamamasını söyleyen de oydu.
Acaba dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i bu yönde manipüle eden kimdi? Mesut Yılmaz mı, Hüsamettin Özkan mı, Rahşan Hanım mı?
Mutlaka üzerinde durulması ve aydınlatılması gereken bir konudur.
Zira Ahmet Necdet Sezer de Bülent Ecevit’in fikriydi. Bu işin mimarı kimdi peki? Hüsamettin Özkan mı yoksa Rahşan Hanım mı? Bilmiyorum.
Devam edelim.
Tokat, 2002'de, dönemin Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılmasına ilişkin kararı veto etmesini sağladı. Kıvrıkoğlu bir yıl daha kalsa Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na o yılki Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman atanacaktı. Yalman’ın yaş haddinden emekli olmasının ardından da 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan.
Peki sonra ne oldu?
Org. Kıvrıkoğlu'nun görev süresini uzatma planı suya düştü.
Kıvrıkoğlu hiç beklenmedik bir şekilde Kara Kuvvetleri Komutanı olması gereken Orgeneral Edip Başer’i emekli ettirdi ve böylece Hilmi Özkök’ü içereden kuşatmış oldu. Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman oldu.
Yani o dönemde Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun görev süresi 1 yıl daha uzatılabilmiş olsaydı Türkiye kesinlikle bir darbe yaşamış oldurdu. Hepimize büyük geçmiş olsun.
Ancak anlaşılan o ki, Türkiye yine de tüm kuvvet komutanlıklarının da bir şekilde dahil olduğu bir darbe ortamına çekilmek istenmiş.
Şimdi şu ana dek deşifre olmuş darbe planlarına baktığımız zaman bunun sadece bir bütünün parçaları olduğu anlaşılıyor.
Yani Türkiye’de bir darbe olacak olsaydı bu sadece 1. Ordu Komutanlığı’nın girişimiyle mi olacaktı?
Olmaz böyle şey.
Ya da sadece Ayışığı, Sarıkız ve Eldiven adı verilen ve Jandarma Karargahı’nın planlarıyla mı olacaktı bu iş?
Hayır!
O halde halkada eksik olan bir şeyler var demektir. Yani Kara Kuvvetleri’ne bağlı diğer orduların ve Hava ve Deniz Kuvvetleri’nin de benzeri planlarının ortaya çıkarılması gerekir.
Hilmi Paşa Ergenekon savcılarına verdiği ifadede kayda değer hiç birşey söylemedi.
Kendisi aleyhinde bu kadar laf etmiş olmalarına rağmen konuşmuyor.
Tarih karşısında sorumluluk almaktan kaçınıyor.
TSK yıpratılmasın diye mi konuşmuyor?
Yoksa bunları engelleyemediği için sorumluğu olduğunu mu düşünüyor?
Susmanın en büyük yanıt olduğunu mu düşünüyor?
Yoksa ‘kol kırılır yen içinde kalır’ anlayışından mı?
Bilmiyoruz!
Aydoğan VATANDAŞ / Haber 7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder